بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَسۡـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلۡأَنفَالِۖ قُلِ ٱلۡأَنفَالُ لِلَّهِ وَٱلرَّسُولِۖ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَصۡلِحُواْ ذَاتَ بَيۡنِكُمۡۖ وَأَطِيعُواْ ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥٓ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ ١

Sana ganimetlerin taksiminden soruyorlar, de ki ganimetlerin taksimi Allah’a ve Resulü’ne aid, onun için siz gerçekten mü’minlerseniz Allah’dan korkun da biribirinizle aranızı düzeltin, Allah’a ve Resulü’ne itaat edin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنَّمَا ٱلۡمُؤۡمِنُونَ ٱلَّذِينَ إِذَا ذُكِرَ ٱللَّهُ وَجِلَتۡ قُلُوبُهُمۡ وَإِذَا تُلِيَتۡ عَلَيۡهِمۡ ءَايَٰتُهُۥ زَادَتۡهُمۡ إِيمَٰنٗا وَعَلَىٰ رَبِّهِمۡ يَتَوَكَّلُونَ ٢

Gerçekten mü'minler ancak o mü'minlerdir ki Allah, anıldığı zaman yürekleri ürperir, karşılarında âyetleri okunduğu zaman imanlarını artırır, ve Rabb’lerine tevekkül ederler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

ٱلَّذِينَ يُقِيمُونَ ٱلصَّلَوٰةَ وَمِمَّا رَزَقۡنَٰهُمۡ يُنفِقُونَ ٣

O kimseler ki namazı dürüst kılarlar ve kendilerine merzuk kıldığımız şeylerden infak eylerler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡمُؤۡمِنُونَ حَقّٗاۚ لَّهُمۡ دَرَجَٰتٌ عِندَ رَبِّهِمۡ وَمَغۡفِرَةٞ وَرِزۡقٞ كَرِيمٞ ٤

İşte hakka mü'minler onlar, onlara Rabb’lerinin yanında dereceler var, bir mağfiret ve bir rizkı kerîm var.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كَمَآ أَخۡرَجَكَ رَبُّكَ مِنۢ بَيۡتِكَ بِٱلۡحَقِّ وَإِنَّ فَرِيقٗا مِّنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ لَكَٰرِهُونَ ٥

Nasıl ki: Rabbin seni hakk uğruna evinden çıkardı ve mü'minlerden bir kısmı ise istemiyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يُجَٰدِلُونَكَ فِي ٱلۡحَقِّ بَعۡدَ مَا تَبَيَّنَ كَأَنَّمَا يُسَاقُونَ إِلَى ٱلۡمَوۡتِ وَهُمۡ يَنظُرُونَ ٦

Tebeyyün etmişken hakta seninle münakaşa ediyorlardı, sanki göre göre ölüme sevkolunuyorlardı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِذۡ يَعِدُكُمُ ٱللَّهُ إِحۡدَى ٱلطَّآئِفَتَيۡنِ أَنَّهَا لَكُمۡ وَتَوَدُّونَ أَنَّ غَيۡرَ ذَاتِ ٱلشَّوۡكَةِ تَكُونُ لَكُمۡ وَيُرِيدُ ٱللَّهُ أَن يُحِقَّ ٱلۡحَقَّ بِكَلِمَٰتِهِۦ وَيَقۡطَعَ دَابِرَ ٱلۡكَٰفِرِينَ ٧

Ve o vakit Allah, size iki taifenin birini va'dediyordu ki sizin olsun, siz, ise Arzu ediyordunuz ki şekvetsiz olan sizin olsun, halbuki Allah, kelimati ile hakkı ihkak etmek ve kâfîrlerin arkasını kesmek diliyordu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لِيُحِقَّ ٱلۡحَقَّ وَيُبۡطِلَ ٱلۡبَٰطِلَ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡمُجۡرِمُونَ ٨

Ki hakkı hak tanıtsın ve bâtılı ibtal etsin, varsın mücrimler istemesin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِذۡ تَسۡتَغِيثُونَ رَبَّكُمۡ فَٱسۡتَجَابَ لَكُمۡ أَنِّي مُمِدُّكُم بِأَلۡفٖ مِّنَ ٱلۡمَلَٰٓئِكَةِ مُرۡدِفِينَ ٩

O vakit siz, Rabbiniz’den istimdad ediyordunuz da size ben işte ardı ârdına bin melâike ile ımdad ediyorum diye icabet buyurmuştu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَا جَعَلَهُ ٱللَّهُ إِلَّا بُشۡرَىٰ وَلِتَطۡمَئِنَّ بِهِۦ قُلُوبُكُمۡۚ وَمَا ٱلنَّصۡرُ إِلَّا مِنۡ عِندِ ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ عَزِيزٌ حَكِيمٌ ١٠

Ve bunu Allah size sırf bir müjde olsun ve bununla kalbleriniz itminan bulsun diye yapmıştı, yoksa nusrat Allah’ın kendindendir, hakikat Allah azîzdir hakîmdir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu